Cumhuriyetin ilk Otomobil Fabrikası
Ford’un küresel montaj fabrikaları ağını genişletmek amacıyla İstanbul’da da bir montaj fabrikası kurma isteği 1925’lere kadar gitmektedir. Bu yıllarda, konu ile ilgili birçok haber Amerikan gazetelerinde çıkmıştır. Örneğin, ABD’nin New York Times gazetesinin 30 Temmuz 1925 tarihli haberinde, Henry Ford’un İstanbul’da bir fabrika kurmak amacıyla dönemin Maliye Bakanlığıyla temasa geçtiği ve burada kurulacak fabrikanın Yunanistan, Romanya, Kafkasya, İran ve Afganistan gibi ülkelerin gerekli ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim merkezi olacağı yazıyordu.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra yeni bir sanayii düzeni kurmakta olan Türkiye, Ford’un İstanbul’da montaj fabrikası kurma girişimini çeşitli yönlerden desteklemiştir. Ford’un İstanbul’da kurmayı düşündüğü bu montaj fabrikası, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin iktisadi açıdan gelişmesine katkı yapacak bir yabancı sermaye yatırımı olarak görülmüştür.
Türkiye, ileri seviyede teknolojik ve büyük ölçekli dış sermaye yatırım kanalarını İzmir
İktisat Kongresi’yle (1923) açık tutmuştur. Nitekim, Atatürk’ün kongrede yabancı sermaye ile ilgili şu ifadeleriyle bunu takip edebiliriz:
“Efendiler; iktisadiyat sahasında düşünür ve konuşurken zannolunmasın ki ecnebî sermayesine hasımız; hayır bizim memleketimiz vâsîdir (geniştir). Çok sây (emek) ve sermayeye ihtiyacımız var. Kanunlarımıza riayet şartıyla ecnebî sermayelerine lazım gelen teminatı vermeye her zaman hazırız. Ecnebi sermayesi bizim sayimize inzimam etsin ve bizim ile onlar için faydalı neticeler versin “
Fabrikanın kurulmak istenmesinde pazar ve ulaşım faktörlerinin yanında, diğer önemli bir faktör ise devlet teşvikleri olmuştur. Devlet teşvikleri daha çok şirketin İstanbul içinde otomotiv montaj fabrikasının “nerede kurulacağıyla” ilgiliydi.
Fabrikanın kuruluş yer seçiminde devlet teşviklerinin bilhassa fabrikanın “bölge içindeki” yerinin
belirlenmesinde doğrudan rolü bulunmaktadır. Çünkü Türkiye tarafından yapılan bir dizi yasal düzenleme
sonrasında “Serbest Bölge” olarak belirlenen Tophane Rıhtımı’nda ki eski gümrük depolarının bulunduğu
binalar, Ford şirketine çeşitli motorlu araçların montajı için yapılan sözleşmeyle kiralanmıştı.
Ford’a kiralanan Tophane’de ki antrepolar, aslında bu yıllarda İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası
tarafından kullanılıyordu. Ancak, Ford ile anlaşmaya varılmasından sonra İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası,
söz konusu binaları tahliye etmek zorunda kalmıştır. Antrepodaki binaların boşaltılmasından kısa bir süre
sonra buradaki binalar otomotiv montaj tesislerine dönüştürülmüştür.
Ford’un dış ülkelerde bulunan fabrikalarında imal edilen otomotiv montaj parçaları, yük gemileriyle İstanbul’a getirilmekteydi. Montaj parçaları, daha sonra çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra arabaların montajlama işlemleri gerçekleştirilirdi. Ayrıca, tesislerde arabaların karoseri, boyama, kalıpları ve kaplamaları gibi diğer işlemleri de montaj fabrikasında yapılmaktaydı.
Ford ile yapılan anlaşma gereği işçi ve memurların çoğunu Türkler oluşturuyordu. İşçilere, seri üretim montaj hattında çalıştırılmadan önce çeşitli temel teknik teorik ve pratik dersler veriliyordu. Dönemin ulaşım şartları ve İstanbul’un mekânsal yayılış sahası göz önüne alındığında fabrikada çalışan imalat işçileri fabrikaya yakın yerleşim bölgelerinden gelmekteydiler.
Montaj fabrikası, tam kapasite ile (gece-gündüz) çalıştığı zaman günde 150, tek vardiya halinde çalıştığı zamanda günde 80 montaj yapabilecek bir fabrika olarak tasarlanmasına rağmen, ilk 6 ayında günde 45 motorlu araçla montaja başlamıştır. Montaj fabrikasında montajı tamamlanan ilk motorlu araçlar 1929’un sonlarında satışa sunulmuştur.
Şirketin kendi çalışanlarına yönelik olarak “serbest ticaret bölgesi” olarak belirlenen bölgede su ikmal tesisleri başta olmak üzere özel hastane, restoran ve sosyal tesisler gibi kolaylıklar bulunmaktaydı. 20 ülkedeki Ford bayiliklerine hizmet veren Tophane Montaj Fabrikasında çoğunluğu Türklerden oluşan 400 işçi, günde 8 saat olmak üzere haftanın 5 günü çalışıyordu. 20 ülkeye (Afganistan, İran, Mısır, Somali, Orta Doğu Ülkeleri, Balkan ülkeleri vb.) hizmet veren montaj fabrikasında otomobil,
kamyon, traktör gibi araçların montajı gerçekleştiriliyordu.
Fabrikanın Kapatılması
Ford’un İstanbul’daki montaj fabrikası, her ne kadar başlangıçta beklentilere uygun olarak imalat faaliyetlerini sürdürmüşse de, bir süre sonra çeşitli sorunlar nedeniyle üretimdeki istikrar sürdürülememiştir. Bunun temel nedeni ise 1929’da ABD’de patlak veren ekonomik krizdir. Bu krizin etkilerini derinleşmesiyle birlikte montajı yapılan araç sayısında da hızlı bir şekilde azalma göstermiştir. Gerçekten de montaj fabrikasındaki imalat faaliyetleri, 1931’de günlük 48 otomobil ve kamyon iken, 1932 senesinin başlarında ise ancak ayda on gün üretim yapabilen bir fabrikaya dönüşmüştü. 1932 baharından 1935’e kadar günde 6 araç montajı (otomobil ve kamyon) gerçekleştiren fabrikanın, montaj faaliyetleri bir süre sonra durdurulmuştur.
1939’da 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Alman denizaltılarının açık denizlerde ABD’nin ticari gemilerini batırması ve otomotiv sanayisinin savaş ihtiyaçlarına uygun bir çalışma rejimine girmesi yüzünden Ford İstanbul’daki montaj fabrikasını; deposundaki hazır montaj parçalarını ve yedek parça stokunu erittikten sonra kapatmak zorunda kalmıştır.
Ford’un Tophane’deki montaj fabrikası, kapatıldıktan sonra montaj fabrikasındaki üretim bandı ve makinelerin bir kısmı Mısır’daki İskenderiye’ye diğer kısımları da Romanya Bükreş’teki montaj fabrikalarına gönderilmiştir. Böylece, Ford’un İstanbul Tophane Rıhtımı’nda ki ilk montaj serüveni şirketin 1944’te İstanbul’dan resmen ayrılmasıyla son bulmuştur.