Hangi uzmana sorarsanız sorun: 2030’a geldiğimizde 2022 yollarının modası çoktan geçmiş, yetersiz kalmış ve değişmiş olacak. Yanlış anlamayın, yollar yine aynı yerlerinde kalacak. Ancak yollar artık arabaların değil, yeniden insanların olacak.
Ulaştırma sektörünün dünya çapında yüzde 24 ile en yüksek CO2 emisyon oranından sorumlu olması ve Münih’teki her sürücünün trafik sıkışıklığında yılda ortalama 87 saat (kabaca on iş günü) harcaması durumun rayından çıktığını gösteriyor. Neyse ki çözüm tam da burnumuzun dibinde. Mobilitenin gelecekteki eğilimleri daha çeşitli, daha akıllı, daha paylaşımlı ve daha temiz olacak. İşte birkaç seneye yollarımız böyle görünecek.

Az ama öz
“Sürdürülebilirliğin omurgası mobilitedir,” diyor BM Dünya Ekonomik Forumu. Bu gelecek tasvirinde araba hala önemli bir rol oynayacak – ancak bugünkü kadar önemi olmayacak. İngiliz pazar araştırma şirketi Kantar’ın “Mobility Futures” araştırmasına göre, dünya çapındaki büyük şehirlerde mobilitenin yüzde 51’i hala araba ile yapılıyor. 2030’da bu rakamın yüzde 46 olması bekleniyor – ancak daha sonra paylaşımlı, elektrikli ve otonom araçların piyasayı ele geçireceği düşünülüyor.
Münih’teki IAA Mobility’de (7-12 Eylül 2021) sergi küratörlüğü yapan mobilite uzmanı Hans-Peter Kleebinder, şunları öngörüyor:
Sürdürülebilirlik, geleceğin en elzem konusudur. Ekolojik ayak izimizi doğrudan iyi veya kötü yönde etkileyecektir.
Ne yazık ki benzinli ve dizel motorlu otomobiller istatistiklere göre günün 23 saatini yol kenarında veya garajda park halinde geçiriyorlar. Bu da mobiliteye olduğu kadar sürdürülebilirliğe de bir darbedir.
Belçika’nın Gent şehri gibi örnekler, vatandaşların yeni ve akıllı çözümleri kabul etmeye hazır olduklarını gösteriyor. Yaşadıkları şehri güzelleştirmeye çabalayan Gent sakinleri sürdürülebilirliği benimsemeye başlamış durumda. Trafiğin yüzde 30’unu yayalar oluştururken her ailenin ortalama 2,8 bisikleti var.

Gelecek iki teker üstünde
Uzmanlar, önümüzdeki birkaç yıl içinde kentsel bisiklet kullanımında muazzam bir sıçrama bekliyor – bunu da giderek daha güçlü ve kullanışlı e-bisikletlerin çıkışı, bisiklet paylaşımı, güvenli bisiklet yolları ve bisiklet parklarının son yıllarda artmasına borçluyuz. Kantar araştırması, dünya çapındaki büyük şehirlerdeki bisiklet trafiğinin 2030 yılına kadar yüzde 18 artacağını öngörüyor. Başka hiçbir sektör daha hızlı büyümüyor.
Araştırmaya göre yürüyüş yüzde 15, toplu taşıma ise yüzde 6 artacak. Bisiklet üzerinde geçirilen vakitler de hem pratik hem de sağlıklı geçecek.
Danimarka ve Hollanda hükümetleri, arabayla sürülen her kilometrenin bir şehre ve vatandaşlarına 30 ila 40 sente mal olduğunu hesapladı – sebebiyse yolların, altyapının ve çevrenin kirlenmesi.

Paylaşımlı mobilite
Bugünün ekonomisiyle yüzbinlerce lirayı bir arabaya verip de günde taş çatlasa bir saat (başka deyişle hizmet ömrünün yaklaşık yüzde dördü) kullanmanın aşırı zekice bir fikir olmadığı belli. Birkaç yıl içerisinde bunu daha çok kişi kabullenecek ve araba anahtarlarına veda edecekler. Çünkü A noktasından B’ye gitmek için çok daha pratik, daha ucuz ve çevre dostu alternatifler olacak. Hatta “mobilite ulaşımdır” anlayışı dahi evrim geçirip “mobilite hizmettir”e dönüşecek.
Mobilite herkesin sabit bir ücrete kiralayıp işi bitene kadar kullandığı bir hizmete dönüşecek. Bireysel arabaların cep yakan bakım masraflarını da denkleme katınca paylaşımlı araçlar daha hesaplı gelecek. Bu da küresel hareketlilik maliyetlerini 2020’lerin sonuna kadar gidilen mil başına ortalama bir dolardan 30 ABD sentine düşürülebilir.

Otonom araçlar
Alman hükümeti 2030 yılına kadar on milyon elektrikli otomobili yola koymayı hedeflemişti. Bu arada bu hedef bile yeterli olmayabilir. Ulaştırma Bakanı Andreas Scheuer: “İklimsel hedeflerimize ulaşmak için daha da hırslı olmalıyız: Uzmanlara göre 2030 yılına kadar 14 milyon e-aracı yola sürmeliyiz.” diyor. Bu hedefin ne kadar iddialı olduğunu 2020’de dünya çapında sadece on milyon civarında elektrikli otomobilin yolda olmasıyla örneklendirebiliriz.
Bu yoldaki en büyük engel şarj altyapısı. Ancak Hint merkezli Vogo’nun CEO’su Anand Ayyadurai geleceğe umutla bakıyor: “Yenilenebilir enerjinin maliyeti düşmeye devam ederse yatırımlar sağlanacak ve herkesin mahallesine yakın en az bir şarj istasyonu olacak.”
Artık trafiğe dikkat etmek zorunda kalmayan insanlar arkalarına yaslanıp manzaranın tadını çıkarabilecekler. Otonom otomobiller – en azından teoride – artık kazalara neden olmayacağından belediyelerin trafik altyapısına yaptığı harcamalar azalacak.

Nesnelerin İnterneti - sadece bizim mi var sandınız?
Klimalarınızdan tutun arabalarınıza dek her şey birbirine telefonunuz vasıtasıyla bağlı olacak. Buna da Nesnelerin İnterneti (Internet of Things) deniyor. A noktasından B noktasına mı gideceksiniz? Tek tuşa basmanız yeterli olacak. Trafikteki her bir unsurun o an hangi durumda olduğunu bilen telefonunuz size en ideal rotayı çizecek, hatta uygun bulursa bir taksi çevirecektir.
Yapay zeka ve “Büyük Veri”, vatandaşların ihtiyaçlarını tek noktada toplar ve dakika dakika güncellenerek her şeyi hatasızca organize edecek. Gelecekte sürücüler, araçlar, üreticiler, servis merkezleri ve belediye altyapısı arasında büyük miktarda veri dolaşacağından, verilerin korunması ve mahremiyet büyük ehemmiyet taşıyacak. Bu yüzden de bilgisayar korsanlarının ağa bağlı araçların motorunu, frenlerini veya kontrollerini manipüle edememesini büyük kesinlikle sağlamamız lazım.
Japon otomobil tedarikçisi Hitachi, mobilitede de son teknoloji internet teknolojisinin kullanılmasından yana: “Siber güvenlik bilgi birikimiyle desteklenen bir blockchain çözümü, hem araç sistemlerini hem de kişisel verileri bilgisayar korsanlarından koruyabilir.”
Mobilite trendi
Mobil kalabilmeniz için kucak kucak paralar döküp araçlar satın almanıza gerek kalmayacak. Artık daha pratik yollar mevcut. Geleceğimiz iki teker üstünde.
Uzmanlar, günümüzde yeni mobilite trendlerinin ortaya çıktığını ve bu sürecin durdurulamaz olduğunu söylüyor. Bu değişiklikler de saf ve haklı nedenlere – çevreye saygı ve sağlığı koruma arzusuna bağlanıyor. Daha mobil ve yeşil günlere uyanacağız, çünkü aksi mümkün değil.