Anasayfa » At arabasından elektrikli otobüse zıplayan şehir

At arabasından elektrikli otobüse zıplayan şehir

İsviçre'nin bu küçük kasabası o kadar dışa kapalı ki araç kullanımı hala yok denecek seviyede, kullandıkları araçlar ise oldukça kendilerine has.

by mobilitehaber

Trafiğin gürültüsünden ve sıcak asfalt üstünde kara bulutlar halinde süzülen egzoz dumanından bıktıysanız İsviçre’de küçük bir kasabası olan Zermatt tam sizlik bir yer olabilir.

İzolasyonu nedeniyle, 1980’lere kadar Zermatt‘ta ulaşım için atlı arabalara binmek zorundaydınız. Kurulan yeni işler ve turizm yüzünden kaçınılmaz modernleşme gerçekleştiğinde Zermatt, çözümü elektrikli araçlardı.

Hala bu şehirde kişisel araç sahibi olmak yasak. Bir işyeri sahibiyseniz bile oldukça katı prosedürler eşliğinde belki bir araca sahip olabilirsiniz. Söylememe gerek yoktur ancak istediğiniz her aracı da satın alamazsınız.

Araç yok, derdim yok

Zermatt, at arabalarını oldukça benimsemiş gibi görünüyor. Kullanılan yollar hala dar ve asfaltsız. Zermatt’ın merkezine gidecekseniz toplu taşıma araçlarına bel bağlamanız gerekiyor. Çünkü başka yerlerden seyahat edenlerin kasabaya araç park etmesi yasak. Bu yüzden aracınızı şehir dışında müsait bir yere park edip elektrikli bir trene atlamanız şart.

Özel şehrin özgün minibüsü

Zermatt’ın EA(elektrikli araç)’ları, kamyonet benzeri siluete sahip kutu gibi, basit araçlar. Hepsi, eskiden at arabası üreten yerli bir firma olan Stimbo Elektrofahrzeuge tarafından imal edilmiş. Şirketin sahibi Imboden ailesi, yeni izin verilen elektrikli araçları satın almak yerine, enerji tasarrufu sağlayan kurşun asitli akülerle alüminyumdan kendi araçlarını yapmaya karar vermiş. Bu el yapımı EA’lar sadece renklerini değiştirerek taksilerden tankerlere, ambulanslara ve hatta polis araçlarına dönüşüyordu. Artık araçlar, sonunda lityum iyon pilleri benimseyerek zamana yavaş yavaş adapte olmaya başladı.

Çıt yok

Zarmatt’a yolu düşen bir gezgin şu ilgi çekici görüşü paylaşıyor:

Zarmatt sokaklarını arşınladıkça garip bir şeyin farkına vardım; Her şehirde, her kasabada, uzaktan bile olsa bir yerden sürekli, kuru bir trafik gürültüsü yükselir. Burada öyle bir şey yok, sesin varlığından ziyade yokluğu dikkatimi çekti. Geceleri ise daha sessiz, resmen düşüncelerimi duyabiliyorum. Keşke dünya üzerinde daha çok şehir bu kadar sessiz olabilse. Ne kaçırdığımızın farkında değiliz.

İlginizi Çekebilir

mobilite
Türkiye'nin İlk Mobilite Portalı

İletişim : info@mobilitehaber.com