Vauxhall, Mokka Electric modelini yenilikçi bir konseptle birleştirerek kahve sever sürücülere hitap eden Mokka Coffe-e’yi tanıttı. Bu özel konsept, sürücülere “şarj olurken mükemmel kahve molası” deneyimi sunmak amacıyla geliştirildi. Mokka Coffe-e, sadece aracın şarj edilmesi sırasında değil, aynı zamanda günlük kahve molalarına da yein bir tat katmayı hedefliyor.
Mokka Coffe-e, barista kalitesinde kahve hazırlamak için özelleştirilmiş iki kahve makinesine sahip. Bu makinelerden biri çekilmiş kahve, diğeri ise kahve kapsülleri kullanıyor. Ayrıca bir süt köpürtücü, kahve öğütücü, knockbox (kullanılmış kahve telvesinin atıldığı kutu) ve buzdolabı da araca entegre edilmiş durumda. Bu özelliklerle sürücüler, şarj işlemi sırasında istedikleri gibi kahvelerini hazırlayabiliyorlar.
Vauxhall, bu konsepti geliştirirken, sahiplerinin yüzde 80’inin kahve içtiğini ve yüzde 64’ünün günde en az bir fincan kahve tükettiğini keşfetmiş. Bu bulgu, Mokka Coffe-e’nin tasarımında önemli bir ilham kaynağı olmuş. Vauxhall, “MOKKA COFFE-E, sürücülerin şarj etmeyi seçtikleri yerden bağımsız olarak kafein ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlar” diyerek, bu konseptin kahve sever sürücüler için ne kadar ideal olduğunu vurguluyor.
Teknik özellikler açısından bakıldığında, Mokka Coffe-e, mevcut Mokka Electric modelinin temellerini koruyor. 54kWh bataryası ve 115kW elektrik motoruyla araç, şarjlar arasında 400 km (WLTP) menzile ulaşabiliyor. Ayrıca, 100kW’a kadar DC hızlı şarjı destekleyerek, %0-80 şarjı sadece 30 dakikada tamamlayabiliyor. Bu süre, bir fincan kahvenin tadını çıkarmak için mükemmel bir zaman dilimi olarak değerlendiriliyor.
Ne yazık ki, Mokka Coffe-e konsepti tek seferlik bir proje olarak kalacak. Ancak bu yeni yaklaşım, gelecekteki araç konseptleri için ilham kaynağı olabilir.